Pages

Friday, January 28, 2011

What The Hell - Avril Lavigne

Yeni albüm Goodbye Lullaby'ın çıkış parçası What The Hell. Youtube'daki yorumlara baktım da biraz, insanlar haklı, fazlasıyla uzun bir reklam gibi olmuş bu. Sponsorlar ziyadesiyle memnun olmuşlardır eminim. 

Ben klibi ilk izlediğimde "Ne bu be böyle her yerden Sony fışkırıyor?" diye düşündüm. A.R.O.G.'daydı sanırım, ekranda sadece Adidas marka topun 5 saniye görünmesinden bu yana bu kadar bariz reklamlar görmemiştim, gözümüze gözümüze sokmuşlar her şeyi. Alttaki yorumları okudukça her şey daha da kötü oldu, meğer klibin başında ısrarla sıktığı parfüm de kendi markasıymış (Black Star'mış adı, eğer merak eden varsa). "What The Hell" yazan tişörtten huylanmam gerekirdi, Abbey Dawn da kendi clothing line'ıymış. Bunların hiçbirini bilmiyordum, Avril Lavigne'in çok büyük bir hayranı sayılmam. Böyle reklam dolu bir klibi hiç sevmedim.

Avril hala çok taş, buna laf edemiyorum tabiiki. Saçındaki pembe ve siyahlara bir de yeşil eklemiş -benim gözümü çok tırmaladı yeşil =/-, panda makyajını azaltsa da hala çok bariz bir panda. Hayatımın bir döneminde içli içli Losing Grip söylediğimi inkar edemem, bu yüzden Avril'in de böyle piyasa olması içimi sızlatıyor. 

Yine bir sürü "yeah yeah, hey hey"lerle dolu bir albüm bizi bekliyor sanırım. Cheerleaderlar bu yıl şarkı konusunda rahatlar en azından.

Tuesday, January 25, 2011

Ara Ara - Gülçin

Hepsi grubundan ayrıldıktan sonra -ki niye ayrıldığına dair bir sürü teori duymuştum- piyasaya dönebilmek için bildiğin rebound zamanı bırakmıştı bu kız. Albüm için iyi çalışmış olsa gerek, uzun süredir yoktu çünkü. Şarkı gayet eğlenceli olmuş, sıradan bir popçuya dönüşmüş kız. Sanırım 15-'ye hitap etmekten bıkmıştı. Şimdi club gençliğine yönelmiş anladığım kadarıyla. Albüm bence tutar, bu şarkıyı baz alarak konuşursam. Ben kesinlikle deneyeceğim. Bir gereksiz bilgi daha, Kral TV sponsor olmuş bu kıza ve albümüne. Geçen gün televizyonda gördüm de, DJ olan adam "Biz Kral'sak, sen de bizim kızımızsan Prenses oluyorsun!" şeklinde bir iğrençlik de yaptı.

Ne kadar alakası vardır emin değilim -onun klibini izlemedim-, ama ben direkt Lady Gaga'nın Telephone'u hatırladım. Yapılan her şeyi yabancı bir şeye benzeten o insanlardan değilim, sadece bilinçaltım 2si de platin saç, telefonla alakalı şarkı/klip görünce eşleştirdi.

Bir sürü klişe fışkırıyor tabii hem klipten hem şarkıdan. Ama en azından durup durup aauuuooouuaaa yapmayı bırakmış. Dikkatimi çeken noktalar:

-Klipteki çocuğun dudakları çok çekici.
-Kızın telefonunda çocuk "EX" diye kayıtlı. Ölmüş yani. ahahah.
-Issız, terk edilmiş arazideki  acayip düzgün asfalt yol arka planında tripli tripli yürüme olayı eksik kalmamış.
-Permalı saçlar! İmdat!
-Yakın çekimlerde kırmızı ruj+açık ağız kombinasyonu. İnsanlar, bu kombonun herkesi inanılmaz seksi yapmadığını kabullenmeliler.
-Şarkının sonlarında "Aradığınız kişi şu an başka birisiyle öpüşüyor" diyor. Iııı, şey tamam.
-Klibin sonlarına doğru da esas oğlanın adonislerini özellikle çektikleri bir bölüm var.
-Şarkının ortasında bir yerde kızın kahkahası var. Şarkıcılar şarkılarını hep komik buluyorlar, bu şarkının ortasında/sonunda kahkaha olayından bıktım artık.
-Bir de şarkıda telefonun "dııt dııt dııııııt" sesini "düt düt düüüüt" olarak söylüyor. Korna gibi. Düüt düüt düüütt!!!
-Klipteki danslar güzel. 
-Bir de bu kız galiba kilo almış.
-"ge" sembol mü denir artık her neyse, onu beğendim. En son Kenan Doğulu'nun "kd" balığına bayılmıştım.

Ama dediğim gibi bence tutacak bu albüm. Tam piyasa olmuş çünkü. Eğlenceli.



Acımayacak - Tarkan

Bu şarkıyı dinlemekte geç kaldığımı itiraf ediyorum. "Tarkan'ın son şarkısı çok güzel olmuş! Eski şarkıları gibi olmuş! Tarkan sonunda özüne döndü!" çığlıklarını duymama rağmen, Tarkan'ın özü hangi dönemine denk geliyor bilemediğimden çok umursamamıştım açıkçası. Geçen gün gene eve dönerken radyoda -tekrar radyo dinlemeye başladım ya- dinledim, garip bir şekilde sevdim. Garip bir şekilde, çünkü aslında şarkının yarısını sevdim, aralarda yavaşladığı kısımlardan hoşlanmadım. Fakat dinlemeye başlayınca o gıcık bölümleri fark etmeden şarkının sonuna geliyorum. Bu da sanırım şarkının iyi düzenlendiğini gösteriyor. 

Gel hiç acımayacak... 

Az önce youtube'dan klibini de izledim, izlemediğim klibi bloga koyacak halim yok ya :o Kliplerle arası pek iyi olmayan biri olarak, beğenmedim. Şarkıları, söyleyenden ve klipten bağımsız değerlendirmeyi tercih ediyorum, şarkıcıların tiplerinden vs çok etkilenip dinlemekten vazgeçebiliyorum çünkü. Her neyse, klip beni pek açmadı. Siyah beyaz olması güzel olmuş, siyahlar içinde dansöz falan, iyiydi. Ama bu şarkı gerçekten kişilik bunalımı yaşıyor olsa gerek, klibin yarısı da kendini acayip sert bir rock şarkısı sanıyordu. İğneli mikrofonlar, deri ceketler, kendinden geçen gitaristler falan. Biri bunlara pop yaptıkları gerçeğini söylemeli.

Sonuç olarak şarkıyı sevdim, hareketli, insanı oturduğu yerde oynatan bir şey. Devamını istiyoruz Tarkan, aradaki ağıtımsı kısımları atabilirsin.

Gel gel gel güzelim...